Arif Üçler

Dirimiz yaramadı, ölümüz işe yarasın

Arif Üçler

KADAVRA OLMAK!

İğneden ipliğe neredeyse her şeyi ithal eden canım Türkiye'm kadavra mı ithal etmeyecek?

Evet evet onu da ithal ediyoruz maalesef.

Peki neden?

Bizim cesetlerimizin suyu mu çıkmış da dışarıya bunun için milyonlarca dolar ödüyoruz ki.

Tıp Fakülteleri'nin en önemli dersi anatominin eğitiminde olmazsa olmaz materyal olan kadavrayı görmeden, beden üzerinde uygulama yapmadan mezun olan doktorlar olduğunu zaman zaman basına yansıyan haberlerden biliyoruz.

Oysa hekimin ilk hastasının kadavra olması gerekiyor ki el becerisi kazanabilsin, gerçek doku görüp tanıyabilsin ve ölmüş kişinin bedeniyle karşılaşmanın psikolojisine alışabilsin.

Tıp Fakültelerimizde yaşanan bu sorunun nedeni kadavra (ceset) yetersizliği. Yetersizliğin sebebi de bağışın az olması.

İşte bu yüzden ithalata gün doğuyor. Bir başka deyişle üretimsizliğimizi burada da gösteriyoruz.

 

DAHA İYİ DOKTOR OLSUNLAR DİYE!

 

Halbuki hemen toprağa girecek, koşar adım çürümeye gidecek ne var?

Niye acele ediyoruz ki?

Düşünsenize ceset toprağa düştükten sonra 5-10 sene içinde yok olup gidecek geriye sadece kemikler kalacak ama bu süre içinde yüzlerce, binlerce doktor adayı tıp öğrencisinin eğitimine katkıda bulunacaksınız.

Neden?

Tabii ki daha iyi doktor olsunlar daha iyi daha kaliteli sağlık hizmeti versinler diye.

Ölü bir beden bundan daha hayırlı nasıl bir iş görebilir ki?
 

İTHAL 1 KADAVRA 20 BİN DOLAR!

 

Bir de işin maddi boyutu var, cari açığımızın üzerine tüy diken.

Şu rakamlara bakar mısınız?

İthal bir kadavranın maliyetinin 20 bin dolarla ifade edildiğini, kadavra ithalatının yıllık ticari hacminin yaklaşık 5-10 milyon dolar arasında olduğunu da bu işle uğraşan firmaların basına verdiği bilgilerden öğreniyoruz.

Kadavra öğrenci oranı Avrupa'da bire on iken bizde neredeyse bire 50'lerdeymiş.

Bu da başka bir not.

Bu oran bu alanda durumumuzun hiç de iç açıcı olmadığını gösteriyor.

Şahsen ben kendi payıma bu konuya katkıda bulunmak istiyorum.

Aslında kadavra fikri ilk olarak 9 yıl önce annemi toprağa verip ölümün soğuk yüzünü yakından gördükten sonra kafamda oluştu.

Zaman içinde şekillendi ve en son babamı da oraya, kara toprağın soğuk koynuna koyduktan sonra kararım kesinleşti.

Diyanet İşleri de zaten daha sonra toprağa verme işlemi de yapılacağından bunda dinen bir sakınca olmadığını söylüyor.

 

VASİYETİMDİR!

 

Kadavraların 5-10 veya 15 yıl içinde defnedildiğini biliyoruz.

Keşke organ bağışı da yapabilsek ama onun şartlarına uymak daha zor.

Buradan vasiyet ediyorum.

Vakti zamanı geldiğinde ruhumu teslim ettikten sonra cansız bedenimi, rahmetli annemin tedavisi ve kontrolleri sırasında acı tatlı çok anımız olan Zonguldak'taki Tıp Fakültesi'ne anatomi eğitiminde kullanılmak üzere bağışlamak istediğimi buradan beyan ediyorum.

Dirimiz pek bir işe yaramadı)), bari ölümüz yarasın!

Hiç değilse giderayak insanlığa büyük bir faydamız dokunsun!

Varlığım Türk Tıbbı'na, Tababeti'ne armağan olsun!

Yazarın Diğer Yazıları