Arif Üçler

Sizin ki tatlı can da, bizim ki patlıcan mı?

Arif Üçler

LEYLEĞİM BAHARDA UKRAYNA'YA UÇACAK!...

Pasaport tamam. 

İyi ki lösemi olmuşum.

Yoksa kıçımı kaldırıp bir yere gideceğim yoktu!...)

Her şerde bir hayır vardır derler. 

Benimkini de buna mı  yorsam acaba.

Şaka bir yana bu illetin semptomlarıyla ne kadar geç yüzleşebilirsem o kadar iyi. 

Bunun için önce düşüncelerimi değiştirmem gerekiyor.

Bunu da yerimi değiştirerek yapacağım sanırım.

Burası beni daha çok hasta ediyor sanki. 

Kafamda önce Ukrayna var...

Kiev'de eski patronum Sadi Çınçın bekliyor.

Tabii ki arkadaşlarım da...

Belki aradığım morali orada bulurum.

Savaş ve moral.

Nasıl olacaksa.

Ben de merak ediyorum.

Damdan düşenin halinden damdan düşen anlarmış. 

Sadece gezip görmek ve arkadaşlarımla birlikte olmak değil amacım.

Ukrayna halkının bu acımasız, haksız ve hukuksuz savaşta 3 senedir çektikleri sıkıntılara, yaşadıkları acılara, yıkımlara ortak olmak konusunda güçlü bir isteğim var ayrıca.

Gazeteciler yazmadan duramaz, bilirsiniz.

Kafamda bir de kitap var.

Tolstoy 'Savaş ve Barış'ı yazmıştı.

Ben de 'Savaşta Yaşam'ı yazarım belki.

Belki Ukrayna'ya yerleşirim.

Eski patronumla orada gazete (Kiev Ekspres) bile çıkarırız belki.

Neden olmasın.

Şu soğuklar bi geçsin bakalım.

Baharda inşallah.

Aslında dünyayı gezesim var. 

Ukrayna'dan sonra neresi olursa artık...))

*******       *******      *******

Görmüyoruz sanmayın içyüzünü işlerin

O doğru duruşların, o eğri gidişlerin

Ne yolda dolduğunu bu yaldızlı fişlerin 

Neler çiğnediğini hiç durmadan dişlerin

Biliriz yenilen ne, kuzu mudur, tavşan mı?

Sizin ki tatlı can da, bizim ki patlıcan mı?

Yok mu millet malından azıcık pay bize de

Adımız hiç görünmez pasaportta, vizede

Biz de gezmek isteriz Kahire'de, Cizre'de

İsterlerse gideriz hatta Portekiz'e de

Bizim yerimiz sade Sivas, Erzurum, Van mı

Sizin ki tatlı can da, bizim ki patlıcan mı?

Bizler de sizin gibi yorulmak istiyoruz

Divanda, encümende bulunmak istiyoruz

Kimiz, neyiz, neciyiz sorulmak istiyoruz

İnsanlar sırasında görülmek istiyoruz

On yıl pösteki gibi sürünen de insan mı

Sizin ki tatlı can da, bizim ki patlıcan mı?

Adam olmak sırrına bir türlü eremedik

Şu ümit ağacından bir yemiş deremedik

Çalıştık çabaladık bir rahat göremedik

Hasılı güme gittik bir hasır seremedik

Size apartman, konak bize delik tavan mı

Sizin ki tatlı can da, bizim ki patlıcan mı?

Pasaportumu, konunun anlam ve önemine uygun olarak, özel ve seçme sayılarını hayranlıkla okuduğum bir dönemin efsanesi, gazeteciliğin dik alası, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Sabahattin Ali ve arkadaşlarının yayımladığı Marko Paşa Gazetesi'nde yer alan 'Bizim ki patlıcan mı?' başlıklı şiirsel yazıyla kutlar, kendime (öte dünyaya irtihal etmeden önce) bu dünyada nice gezmeler dilerim...

Yazarın Diğer Yazıları