Büyük Tehlikeyi Görmüyoruz

Başından beri çözüm sürecini doğru bulmadıklarını belirten Hangişi, devletin fiilen Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden çekildiğini ve ülkenin bir bölümü tamamen PKK terör örgütüne bıraktığını iddia etti.

‘ÇÖZÜM DEĞİL ÇÖZÜLME SÜRECİ’

            “Bir süreç yaşıyoruz, buna birileri çözüm süreci diyebilir, birileri açılım diyebilir ama biz bu sürecin hayra gideceğine inanmıyoruz.” diyerek açıklamasına başlayan Hangişi, süreçle ilgili şöyle konuştu;
            “Bu sürecin Türk milletine fayda sağlamayacağı, meselenin terör sorunu olduğu, meselenin Türk mührü vurulmuş vatan toprağı yapılmış Anadolu’dan Türk’ü çıkartıp atmak, meselenin Sultan Alparslan, meselenin Kılıç Arslan ve dahi meselenin Mustafa Kemal olduğunu söyledik. Beraber yaşadığımız et ve tırnak olduğumuz, bir olduğumuz, millet olduğumuz, bin yıldır beraber yaşadığımız kardeşlerimizi bizden ayrıştırmak, birbirine düşman eylemek ve amaçlarına ulaşmak için bu coğrafyada hep kardeş kavgası çıkartmak istenmektedir. Bunun taşeronluğu da PKK terör örgütüne verilmiştir. 35 bin insanımızı 10 bin Mehmetçiği, binlerce polisimizi, imamımızı, öğretmenimizi ve kamu çalışanlarını katleden terör örgütünün lideri bugün nerede ise milli kahraman ilan edilecek hale gelmiştir. Bulunduğu yerden her nasılsa açlık grevi bitiriyor, Kandil yönetimini değiştiriyor, ülkenin geleceğinin yol haritasını çiziyor.

‘PKK MI ÇEKİLİYOR YOKSA TSK MI?’

            Nitekim bugünlerde bazı basın yayın organlarında yayınlanan haberlerde PKK terör örgütü bugün vatan topraklarında marşlarla şehitlik açmaktadır. 298 karakol kapatılmış olup, açılımın sonucu PKK terör örgütünün çekileceği yerde TSK çekilme işlemine başlamıştır. Tokat Reşadiye ilçesinde 2009 yılında 7 askerimizin şehit olduğu karakol dahi kapatılmıştır. Şehitlerimin kemikleri sızlamaktadır. Askerin çekildiği bölgelerin hâkimiyeti PKK terör örgütüne ve Hizbullah yapılanmasına terk edilmiştir.
            Halk çaresiz bir ortamda PKK’lı olmak zorunda kalmakta ya da öyle görünmek zorunda. Çünkü devletin bölgede etkinliğini PKK devredeceği inancı yaygınlaşmıştır. Devlet işleri PKK’nın oluşturduğu yapı üzerinden halletmeye ve devleti karıştırmadan ikinci bir devlet yapısı ile KCK çalışmaktadır. Tüm sivil toplum örgütleri ve Meslek Odaları seçimlerine doğrudan müdahil olunup, tehdit ve baskı ile kendi örgüt mensupları seçtirilmektedir.
            Dün devletin yanında yer alan korucular, esnaf ve toplumun diğer katmanlarından kişiler devletini ve milletini savunan şahıslar tek tek infaz edilmektedir. Bizler bugün içeride Gezi olayları dışarıda Mısır darbesi ile oyalanırken asıl büyük tehlike ve gündemi görmezden gelmekteyiz. Bu süreç telafisi mümkün bir noktaya doğru gitmektedir.
            Bu konuda yanılmayı çok istiyoruz ama Türkiye Kamu-Sen olarak ülkemizin gidişatından endişe duymaktayız.