Satılmış Furuncu

Kürdan gibi olma hevesi

Satılmış Furuncu

Dert dediysek Allah vermeye hastalık falan değil.
Keyfi gıcır olan hatun kısmının kürdan gibi olabilme hevesidir. Bu devirde biz Bey tayfasının isi her bi devirden daha vahim, daha zordur. Gelirler kısıtlı, giderler limitsiz hem de giderlerin büyük kısmı lüks tüketim malzemelerine.

Eskiden bir evde Telekom İdaresinin şebekesine bir telefon bağlıysa o hane halkı elit sınıftandı. Şimdi durum değişti ki hem de nasıl değişti! Evde 4 kişi varsa telefon 8 adet. Tabi farklı şebekelerden 2-3 tane de sim kart derken iş büyüdü gitti.
Bizi bu babda en çok enterese eden kürdan gibi olabilme telaşı ve hevesi.

Hatun kısmı hareketli yasamayı pek sevmez. 2.kattan 1.kata inmek için 10 dakika asansör beklemesi bundandır. Ya da 2 durak sonra ineceği yerde 30 dakika durakta dolmuş bekler. Maksat dolmuşçuya kaynak aktarıp ekonomiye katkıda bulunmak olsa tamam da ama öyle değil sevmez yürümeyi. Sonra da ayna karşısına geçip kendini bir güzel muayene eder ki göbek ne kadar çıkıntı yapmış, bacaklar ne kadar omca gibi olmuş, basen kısımları içine elyaf doldurulmuş yastığa ne kadar dönüşmüş. Kendi görüp muayene ettiğine pek itimat etmez Bey'leri de sözlü sınava tabi tutar. 'Hayatım ben kilo mu aldım?'. Sorusuna Herif  'evet' dese cıngar çıkacak, siyasi olmakta fayda var. "Yok şekerim, atalarımız da zaten 'Kadın dediğin zaten ele avuca gelmeli' demiştir". Hatun simdi buradan ne anlam çıkarsın, iyi mi, kötü mü?
O ne yapar, ne eder herifin hilafına olacak yöne gider.
Bu lakırdıdan 'Evet kilo aldın' manasını çıkartıp güzelim balıketi endamı ilkokul tedrisatında Hayat Bilgisi dersindeki iskelete dönüştürmeye meyleder. İlk işe rejim yapmakla baslar lakın zor ve çetrefilli bir yol. Altın günleri ve sair Hanımlar buluşmalarında herkese rejimde olduğunu ilan eder. Cemaat halinde çayı şekersiz içip kimsenin olmadığı yerde şeker şerbetine talim eder! Kısır, pasta, börek, çörekleri görünce dayanamayıp 'Bi kereyle bişey olmaz şekerim' deyip kendini ve cümle cemaati teselli eder.

Bu hatun taifesi kimden duyar, hangi aklı evvelin aklına uyar bilinmez  antrenmanın semirmeye katkı yaptığına inandırılmıştır. Rejimde olan
cins-i latif erbabı heriflerinin gözlerinin fal taşı gibi oluşu bundandır. Varlık içinde yokluğu yasamak denir buna ki her babayiğit katlanamaz!
Rejim yaptık olmadı, 'antrenmanlara ara verdik olmadı, simdi sırada hangi çare kaldı ki tatbik edip kürdan gibi olalım?

Şahsen biz bu güne dek okuyup üfleyip, namahrem taraflara yazı yazıp tığ gibi olabilmeyi vaat eden bi 'hoca' görmedik duymadık. Okunmayla olacak olsa Cübbeli Hoca 'Doktor doktor gezeceğinize gelin bize forma kavuşun' derdi mutlak.
Yapılabilecek bi iş var, o da Dr. Ömer Coşkun’un her bi derde deva otlarından mamul 'bitkisel' çaylarından sebeplenmek. İçeriğini bilse değil para verip almak üstüne para verseler kullanmaz ya göz görmeyince gönül katlanıyor!

Bu devrin beylerinin ahvali çetindir. Beslemek bi dert, zayıflatmak başka bir çile. Ardımızda bi Duygu Asena'mız yok sahip çıkıp el versin. Analarımız yanımızda olsa bizi ezdirmez, hatun kısmı da her bi işi makinelere yaptırıp bu kadar boş kalmaz, kilo almaz, dili uzamaz bize de türlü masraflar açmazdı.
Sen tut halıyı robota, bulaşığı makineye yıkat, soğanı, hıyarı mutfak edevatına soydur, sonra da Kısmetse Olur, Müge Anlı, Survıvor izleyip 2 seksen 1 doksan yattığın yerden kilo vermek için çareler ara.
Bu işin bi de tahtalı köyü boylama kısmı var ki düşman başına gelmeye.
Kıssadan hisse;
Güzel kız dedikleri,
Eti form yedikleri
Yüz metreden sayılır,
O kızın kemikleri!
 
 

Yazarın Diğer Yazıları