Bilal Çam

Kültür Fakirliği

Bilal Çam

Hava, su, toprak ve insan bu ortamın vazgeçilmez unsurlarıdır. Ne havanın, ne suyun nede toprağın kendi kendine kirlenmeyeceğini herkes tarafından bilinen bir gerçektir. İnsan oğlu kimi zaman bilerek fakat önemsemeyerek, kimi zaman da farkında olmadan çevreyi oluşturan diğer unsurları kirleterek dünyanın ve dünya üzerinde ki canlı yaşamın geleceğini tehlikeye atmaktadır. Bizim kendi toplumumuz için de hiç vakit kaybetmeden geliştirmemiz gereken olgu, “İnsanlar insanlara, hayvanlara TECAVÜZ ediyor, toplum bilinci diyorum, dindar olmak, dinsiz olmak zor ülkemizde deniliyor. Toplum bilinci diyorum, birbirini kesip öldürüyorlar, toplum bilinci diyorum. Bu günlerde artan kadına şiddet olayları karşısında hep aynı şeyi sayıklıyorum, toplum bilinci başka bir şey gelmiyor aklıma.

Bundan kastım, insanların işler şiddet noktasına gelmeden önce bir şeylerin yanlış olduğunun farkına varıp engel olmaya çalışması gerektiğidir. Tecavüz sadece ırza olmaz, fikirlere yaşama hakkına, düzene daha pek çok sayamadığım her şeye olabilir. Tecavüz insanların farkına erkenden varmak onlardaki yanlış eğilimi vaktinde görüp düzeltmek topluma düşer.  

Aklımda bir soru var uzan zamandır. Dünya ülkelerinde toplum olarak istediği zaman bazı konularda ülke genelinde tepkisini ortaya koyuyor örneğin haklarının kısıtlandığını düşündüğünde yada her hangi bir şeye zam geldiğinde ama bu tepkiler sonuçları değiştiriyor anında. Bazen ülkemizde de veriliyor bu tarz tepkiler ama sonuç olarak değişen bir şey var mı? Tabi ki Hayır, Toplum olarak aslında neyin ne zaman gerektiğinde tepki konulmasını bilsek öldürülen savcılarımızı, polisimizi, askerimizi, şiddete maruz kalan kadınlarımızı, Tecavüze uğrayan küçük çocuklarımızı, Üvey Babası tarafından cinsel istismara uğrayan yaşı küçük olan kızlarımızı kurtarabilirmiydik? Acaba ozaman da bu saldırganlar bu kadar cesaretli olabilirmiydi? Ve hatta aklıma daha da ötesine gidiyorum ve şu soruyu soruyorum, toplum olarak bu kişilik bozukluğu gösteren kişiler önceden tespit edip, düzeltmeye çalışılsaydı bu noktalara gelirmiydik? Hangimiz etrafımızda olup bitenlere duyarlıyız yeterince? Okul sırasında yanımızda oturan arkadaşımızın ileride katil, Tecavüzcü biri olacağını tahmin edemeyiz elbet ama onda yanlış giden bir şey olduğunu hissedip yardım etmeye çalışabiliriz, kim bilir kaç arkadaşımız bizim duyarsızlığımız yüzünden intihar etti veya katil oldu yada birine taciz etti, ve kaç arkadaşımız yardımımızla doğruyu görüp vazgeçti. Bir laf vardır, arkadaşın iyi cennete, kötüsü cehenneme götürür diye. Cenneti ve cehennemi bilmem ama doğruyu yanlışı birbirimize göstermemiz gerekir. En azından bilinçli toplum için yarınlar için çabalamamız, yanlış giden şeyleri fark etmemiz ve engellemek için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekir. İnsanların Karanlıkta ateşi aramak ve bulanlarla birlikte hareket etmek için birleştiren bilinç türü herkesin toplum bilincine uygun hareket etmeyeceği gerçeğinden yola çıkarak, herkes ateşi arayacak diye bir kaide yoktur. Kimileride  ateşi arayanlara köstek olup, iyice karanlık bastıktan sonra insanların beyinlerini emecektir. Eğitimsiz ve bilinçsiz gençler ideali olmayan gençlerdi zaten. Eğer eğitimli olmuş olsaydı zaten ideali olacaktı. Bunalıma girmenin en büyük sebebi eğitimsiz ve bilinçsiz olmasıdır. Bu sebeple de son günlerde beldemizde ve ülke genelinde küçük yaşta Cinsel istismarlar ve Tecavüz olaylarını önlemek için bilinçli toplum olup bilinçli geleceğin gençlerini yetiştirmekten geçecektir diye düşünüyorum. Belki de bu olayların olmasının sebebi biz yetişkinlerin suçudur teknolojinin son ürünlerini kullanmaya izin verdiğimiz için gençlerimize.

Yazarın Diğer Yazıları