Dr. Emre Bıkmaz

2 Yaş Sendromu

Dr. Emre Bıkmaz

Ebeveynlerin çok sıkılıp, çileden çıktıkları ve çocukları ile  yğun tartışmalara girdikleri, bu süreç, inatçılık, asilik ve isteklerinde ısrarcı olma, kendini sakinleştirememe dönemidir. Bu dönemde çocuklar ego savaşı verirler. Olmadık şeyleri kendileri yapmak isterler ve söylenen her şeye “Hayır” derler.
                Ebeveyn olarak bazen öz çocuğumuzu tanıyamıyoruz. Onun bu tutum ve davranışları                karşısında şaşırıp kalabiliyoruz. Oysa bu dönemin  özelliklerini bilirsek her çocuğun bu aşamalardan geçtiğini anlayıp, bu durumun olağanlığını kabul edip rahatlayabiliriz.
                İnadına inatla karşılık vermek “benim dediğimi yapacak yoksa çocuk şımarır ve tepeme çıkar” düşüncesi asla iyi netice vermez. Sadece içinde        bulunduğu bu sendromun süresini uzatmış olur.
                Çocuğumuza “ Hayır” kelimesini çok kullanmamalıyız. Yapmasını istediğimiz davranışları pozitif cümlelerle anlatmaya çalışmalıyız. Örneğin,                                    “Ayakkabıyı ağzına götürme!” diye kızmak yerine “ayakkabıyı ayağımıza giyiyoruz bak bu meyveyi ağzına alabilirsin” şeklinde sakince
konuşabiliriz.
                Çocuğumuza zarar vermeyecek olan bazı        taleplerine müsamaha gösterebiliriz. Böylelikle aramızdaki iletişim güçlenerek “Ben” kimliğini kazanmasını destekler. Örneğin, yemek yerken mama önlüğü giymek istemiyorsa üstünün kirleneceğini göze almalı ve döke saça kendi başına yemesini desteklemeliyiz.
                Yasak, ceza hoş bir ebeveyn davranışı değil; bunlar yerine ödüllendirmeyi daha çok yapmalıyız.                              Doğru hareketlerini konuşmalarımızla desteklemeliyiz. Örneğin odasının duvarına resim yapan çocuğumuzun resim kalemini elinden tutarak çekmek yerine, kağıt verip kağıda çizdiğinde tebrik etmek gibi.
                Çok ısrarcı olduğu durumlarda mecburen bazı alternatifler sunabiliriz. Örneğin, sokağa çıkarken kalın bir üstlük giymek istemiyorsa, daha ince bir kazak veya hırka giydirebilirsiniz. Çocuk kendisi karar vermeli. Buna rıza göstermelisiniz.
                Sağlığında bir tehlike oluşturmadığı sürece lütfen çocuğunuzla orta yolu bulun. Ancak caddenin ortasında yürümek istiyorsa, tabi ki kaldırımdan ve elinizden tutarak yürümesi gerektiğini izah edin ve onunla biraz empati kurun. Örneğin, “seni anladım hayatım. Yolun ortasından gitmek hoşuna gidebilir; ama arabalar var, lütfen elimi tutar mısın bebeğim?” demeniz onunla bir şeyler paylaşabildiğinizi ona
gösterir ve sizi sürekli yasakçı biri olarak algılamasına engel olmuş olursunuz.
                Lütfen sabırlı olun unutmayalım ki bu yaştaki çocuklar “hayır” demeye bayılır. En iyisi bir sorunla karşılaşmadan önce tedbir almaktır. Tehlikeli eşyaları ortalıktan kaldırırsanız, “cız, dokunma,yapma” demek zorunda kalmazsınız. Hem sizin, hemde onun “hayır” demesini bu şekilde engellemiş olursunuz.
                Elini prize götürüyorsa, bu herkesçe “hayır” denmesi gerek bir durumdur. Ama yemekten önce dondurma istediyse, “hayır” denmesi gerekmeyebilir.
                Bu konuda anne – baba birlik içinde olmalı, Annenin “hayır” dediğine baba “evet” dememelidir.                            Çocuğunuzu asla tehdit etmeyin. “Senin baban değilim artık, seni polise şikayet edeceğim, seni terk edip giderim”. Gibi tehditleri gerçek zannedip, ileride ömür boyu özgüvensiz bir birey olmasına neden olabilir.
                Çocuğumuz bizimle birlikte, aynı masada yemek yemeli. Böylelikle de kendisini bu ailenin bir parçası olarak görür ve adab-ı muhaşereti daha iyi öğrenir. Hangi yemeği yiyeceğini ve bırakın kendisi karar versin. Siz ona sağlıklı besinler sunun yeter.
                                Paylaşmayı bilmiyor ise bu çok normal. Bu nedenle başka çocuklarla inatlaşabilir. Hemen dikkatini ilgisini çekecek başka bir konuya çekin. Çocuklar bir arada olmayı sevselerde, birlikte oynamayıp inatlaşabilirler. Buna “paralel oyun          dönemi” denir.
                İki yaşın sonunda 2-3 kelimelik sözcükler söyleyebilse de  anlayabildiği  kelime haznesi çok daha fazladır. Onunla devamlı bir şeyler paylaşın. Oyun oynayın, gazeteden dergiden resimler gösterin.
                Yaşına uygun eğitici programlar haricinde ve 30-40 dakikadan fazla asl televizyon seyrettirmeyin. Yalnız başına bırakmayın. Masal anlatın, birlikte şarkılar söyleyin ve sürekli bir diyolog halinde olun.
                Anne babanın fobisi neyse, çocukta ondan korkar.  Anne sürekli “orada köpek var, burası çok karanlık, yerde böcek var” derse, çocukta bu
söylenenlerin fobisi gelişir.
                Ebeveynler imalı değil, direkt konuşmalıdır. Çocuk iştahsız ise “yemezsen yeme, keyfin bilir, cüce” gibi konuşmalardan uzak durun. Çocuk samimi söylediğinizi zannedip, yiyeceği varsa da yemez. “Seni babana şikayet edeceğim” gibi tehditlerde etkili olmaz.
                Ebeveynler “Hayır” kelimesini kullanmamalıdır. Bir müddet sonra “hayır” anlamını yitirecek ve çocuk bu sözcüğe duyarsız hale gelecektir.
                Çocuğunuzu asla korkutmayın. Kesinlikle her ağladığıunda da, her istediğini yapmayın. Gereksiz cezalardan kaçının. Çocuğunuz öfkeliyse, bari siz sakin kalın. Zaten çocuğun problemi, sakinleşememektir. Anne babada sinirlenirse, çocuk daha beter hale gelir.

Yazarın Diğer Yazıları